———
RANDEVU FORMU
Kırık tedavileri, cerrahi ve cerrahi olmayan tedavi olarak iki bölümde incelenebilir. Cerrahi olmayan tedavi yöntemde, alçı veya atel ile kırık bölgesi tespit edilir. Gerekiyorsa, tespit öncesinde kapalı olarak kırığın pozisyonu düzeltilir.
Kırık vakasında belli koşullar oluşmuşsa, cerrahi tedaviler değerlendirilmelidir. Bu koşulları genel olarak şöyle sıralamak mümkün:
- Alçı veya atel ile pozisyonu korunamayacak kırıklar
- Cerrahi olmayan tedavi sonrası kaynamamış veya yanlış kaynamış kırıklar
- Orta ve ileri derece açık kırıklar
- Eklem fonksiyonunu bozabilecek düzeyde kas veya bağ sorununa yol açabilecek büyük kopma kırıkları
- Uzun yatma süresi nedeniyle özellikle yaşlılarda başka sağlık sorunlarına yol açabilecek kırıklar
- Oluştuğu bölge gereği ameliyat edilmezse iyi kaynamayacak kırıklar
- Kapalı redüksiyonda yeterli sonuç alınamaması
- Çocuklarda kemik büyüme bölgelerinde büyüme sorunu oluşturabilecek kırıklar
- Tümör gibi nedenlerle olan patolojik kırıklar
- Çoklu kırığı olan hastalarda oturmayı veya bakımı zorlaştıracak kırıklar
KIRIK CERRAHİSİNDE MİNİMAL İNVAZİF YAKLAŞIM
Minimal invazif (Sınırlı girişimsel) kırık cerrahisinin temel hedefi kırık cerrahisinde uygulanan diğer ameliyatların çevre dokulara verdiği zararı azaltmaktır.
Kırıkların tedavisinde hangi yöntemler kullanılır?
Kırıkların cerrahi tedavisinde içerden veya dışarıdan tespit yöntemleri tercih edilir.
İçerden tespit için kemik üzerine uygulanan plaklar veya kemik kanalı içine yerleştirilen çiviler kullanılır. Dışarıdan tespit için cildin dışından eksternalfiksatörler kullanılır.
Minimal invaziv girişim ne demektir?
Minimal invaziv cerrahi de girişim, mümkün olan en küçük kesiler ile gerçekleştirilir. Bu sayede cerrahi alanda daha az travma gelişir. Minimal invazif cerrahi ameliyatlarından sonra hastaların daha az ağrısı olur, enfeksiyon riski azalır, rehabilitasyon kolaylaşır.
Aşağıdaki kırıklarda bu yöntemler kullanılır.
- Humerus Kırıkları
- Kalça Kırıkları
- ProksimalHumerus Kırıkları
- Tibia Kırıkları
Minimal invazif plaklama
Kırık oluşurken kemiklersadece kırılmakla kalmaz kemiklerin yumuşak dokularında da ciddi hasar oluşur. Kırık iyileşmesi için kırık bölgesindeki yumuşak dokuların önemi çok fazladır. Kırık olduktan sonra kemik, beslenmesinin önemli bir kısmını kemik çevresindeki yumuşak dokulardan sağlar. Cerrahi girişim sırasında kırık oluşurken belli ölçüde hasar görmüş yumuşak dokularda oluşabilecek ek travma, kırığın iyileşmesini olumsuz yönde etkiler.
Kırık cerrahisinden sonra görülen en önemli komplikasyonlar kırığın kaynamaması ve enfeksiyondur. Bu ciddi sorunların oluşmasında en önemli etken de ameliyat sırasında kırık bölgesindeki yumuşak dokularda meydana gelen ek yaralanmadır.
Kırık tedavisinde eksternalfik satörler kullanıldığında cilt dışından yerleştirilen tel ve çiviler çeşitli halka veya tüplere tutturularak kırık tespiti sağlanır. Eksternalfik satörler ile kırık tespiti yapıldığında çoğunlukla kırık hattı açılmaz. Böylece ek yumuşak doku yaralanmasının önüne geçilir. Ancak ekstremite dışında uzun süre kalan bu cihazlar hasta için çok konforlu değildir ve çivi diplerinde enfeksiyon gelişmesi riski bulunmaktadır.
Kanal içi çiviler ve eksternalfik satörler teknik olarak minimal invaziv girişimlerdir. Ancak bazı kırıkların cerrahi tedavisinde bu yöntemler yetersiz kalmakta ve plakların kullanılması gerekmektedir. Kırık tespiti için plakların kullanılması gerektiği durumlarda ise durum daha farklıdır. Plak ile kemik tespitinde amaç kemik üzerine yerleştirilen plakların vidalar ile kemiğe tutturulmasıdır ve bu işlem sırasında geleneksel cerrahi tekniklerde kırık hattının yumuşak dokular kesilerek ortaya konması gerekmektedir. Bu durum, kırık çevresindeki yumuşak dokulara ek travma oluşmasına neden olmakta, kemik dolaşımını bozmakta ve kaynamama ve enfeksiyon gibi sorunların daha fazla görülmesine yol açmaktadır.
Minimal invazivplaklama nasıl yapılır?
Minimal invazivplaklama tekniğinde amaç, kırık bölgesinden uzakta yapılan kesiler kullanılarak plağın cilt altından yerleştirilmesidir. Bu teknikte kırık bölgesinde bir kesi yapılmaz, plak kırık bölgesinden uzakta kemiğe vidalanarak kırık hattı plak ile köprülenir.
Bu sayede kırık bölgesinde kemiğin dolaşımı korunur.Bu teknikle kırık kaynaması daha hızlı olmaktadır.
Geleneksel plaklama tekniklerinde kırık bölgesi açılarak bütün kırık parçaları ayrı ayrı tespit edilirdi. Minimal invaziv tekniklerde ise tüm kırık parçalarınıntespiti gerekli değildir. Burada amaç doğal kaynama süreci boyunca kemiğin desteklenmesi için köprülenmesidir. Özellikle parçalı kırıkların cerrahi tedavisinde başarılı sonuçlar verir.
Minimal invazivplaklama tekniklerinin avantajları nelerdir?
Minimal invazivplaklama tekniğinde küçük kesiler kullanılarak daha uzun plaklar ile daha sağlam kırık tespiti yapılabilmektedir. Kırık tespitinde bu tekniğin kullanılması ile kırıkların cerrahi tedavisi sonrasında görülen kaynamama ve enfeksiyon gibi sorunlar daha az görülmektedir. Cerrahi kesiler küçük olduğu için ameliyat sonrası hastanın ağrısı daha azdır. Hastanın rehabilitasyonuna daha erken başlanabilir..
Minimal invaziv plaklama, tekniği zor olan bir cerrahi girişimdir.
Kırığın uygun pozisyonunun sağlanması kırığın yerine göre güç olabilir. Ameliyat sırasında kırığın pozisyonunun anatomik olarak düzeltilememesi yanlış pozisyonda kaynamaya yol açar ve ileride kırık kaynasa bile hastanın ekstremite fonksiyonları bozulur. Bu tip durumlarda çoğunlukla hastanın düzeltici başka ameliyatlar geçirmesi gerekir.
Minimal invaziv plaklama tekniğinde kırığın pozisyonu kapalı yöntemler ile indirekt olarak düzeltilir. Bunun için de ameliyat sırasında skopi denilen görüntüleme cihazları kullanılır.
Kırık pozisyonunun indirekt olarak düzeltilmesi ve plaklama süresince bu pozisyonun korunması için değişik cerrahi teknikler vardır.
SPORTOTEAM organizasyonunda yer alan ortopedi ve travmatoloji hekimleri, zor ama etkili bir yöntem olan minimal invaziv plaklama tekniğinde önemli tecrübeye sahiptir.
KONUM