———
RANDEVU FORMU
Omurganın doğuştan veya sonradan olmuş yana eğrilikleri (skolyoz), öne eğrilik veya kifoz (kamburluk) ile Schuermannkifozu, spondilolistezis, spinalstenoz ve omurganın yaşlanması ile ortaya çıkan dejeneratif (kireçlenmeye bağlı) sorunlar, ankilozanspondilit, osteoporoza(kemik erimesi) bağlı kamburluklar ve kırıklar ve bunların vertebroplasti ve kifoplasti ile tedavisi, kazalara bağlı omurga yaralanmaları sonucu oluşan vertebra kırık ve çıkıklar, omurganın her türlü enfeksiyonları, omurgayı tutan tümörler ve bunların tedavisi omurga cerrahisinin alanına girmektedir.
Skolyoz
- İdiopatik Skolyoz
- Nöromosküler Skolyoz
- Polio (Çocuk felci)
- Konjenital Skolyoz
Kifoz (kamburluk)
- Konjenital (Doğuştan) Kifoz
- PostüralKifoz
- ScheuermannKifoz
- ScheuermannKifoz
Dar Kanal (SpinalStenoz)
Omurga Travmaları
Omurga Yaralanmaları ve Kırıkları
Omurga Stres Kırığı (Spondilolisiz)
Omurga Kayması (Spondilolisteis)
SKOLYOZ NEDİR?
Skolyoz deyimi , Yunanca eğri kelimesinden türemiştir. Omurganın sık görülen deformitelerindendir. Omurganın ortasında, omurgaya paralel sanal bir çizgi geçtiğini varsaydığımızda, bu çizginin 10 dereceden fazla kayması durumunda skolyoz oluşur.
Omurgada görülen bu yana doğru eğilme, omurların da kendi etraflarında dönmeleriyle birlikte gerçekleşir. Dolayısıyla skolyozda omurlarda 3 boyutlu bir deformnite gerçekleşmektedir.
Skolyozun Nedenleri Nelerdir?
Skolyoz, travma, doğumsal gelişim bozuklukları gibi farklı nedenlere bağlı olarak gelişebilir. Çoğu kez çocukların gelişme çağının başlangıcında ortaya çıkar, fark edilir. Çocukta omuzda görülen asimetrik duruş, kalçaların seviyelerindeki uyumsuzluk, sırtta gözlemlenebilen kabarıklık gibi bulguların ebeveynler tarafından fark edilmesi ile klinik başvurular gerçekleşir.
Bu hastalığın sebebiyle ilgili pek çok çalışma yapılmasına rağmen ttam olarak nedeni ortaya konamamıştır. Omurga gelişimi esnasında bu hastalığı başlatan herhangi bir faktör gösterilememiştir. Herhangi bir nedene bağlanamayan tipine “idiyopatikskolyoz” denir. Rastlanma oranı tüm skolyoz vakaları içinde %80’leri geçebilmektedir. Okul çocuklarında skolyoza rastlanma oranı %1,5 seviyelerindedir. Kız ve erkek çocuklarda eşit oranda görülmekle birlikte, kız çocuklarda daha ileri vakalar görülür.
Skolyozun Belirtileri Nelerdir?
Omurgaya arkadan bakıldığında eğrilik, omuzların asimetrik duruşu, kürek kemiğinin çıkıntılarının eşit seviyede olmaması, kalçanın ortalamadan daha yüksek ya da belirgin duruşu, gözdenin bir tarafında kol-gövde mesafesinin ve boşluğunun çok fazla olması, başın kalça-omurilik hattında orta seviyede durmaması, öne eğilme durumunda sırtın düz ve dengeli olmaması gibi belirtiler, skolyoz teşhisinde dikkate alınan bulgulardır.
Skolyoz Tanısı
Skolyozun tanısı, fiziki muayene ve görüntüleme yöntemleriyle kolayca konulabilmektedir. Fiziki muayeneden sonra , hastanın ayakta önden ve yandan röntgeni çekilir. Görüntüleme yöntemlerinde röntgen dışında MR, özellikle spinal kanal anomalilerinin net olarak görülmesi, yumuşak doku bozukluklarının anlaşılması amacıyla kullanılır.
Skolyoz Türleri
İdiopatik Skolyoz
İdiopatik skolyozda, genetik etkenlerin rol aldığı düşünülmektedir. En çok ergenlik çağını yaşayan genç kızlarda rastlanır. Omurgada yana doğru eğilme ‘S’ veya ‘C’ şekilli görülebilir. Omurların kendi etraflarında dönmesi de en hafif formlar dahil olmak üzere tüm idiopatikskolyozlarda görülür. Sırtta ya da belde asimetrik çıkıntılar meydana gelebilir. En sık görülen skolyoz türü olarak bilinmektedir.
Nöromosküler Skolyoz
Kas veya sinir hastalıkları NöromoskülerSkolyozu meydana getiren temel etkenlerdir. Yaralanma, çocuk felci, travma, meningomyelosel, serebralpalsi gibi hastalıkların kökenini oluşturmaktadır. Solunum sıkıntısı ve duyu kusurları nöromoskülerskolyozda daha sık görülmektedir. Bu skolyoz çeşidinde cerrahi müdahaleler daha küçük yaşlar için uygundur ve füzyon tedavisi gerekebilir.
Polio (Çocuk felci)
Kas erimesi ya da beyin felci gibi sebeplerin yol açtığı kas felci durumlarında meydana gelebilir. Düzgün omurgalarda bilinmeyen bir nedenle de görülebilir.
Konjenital Skolyoz
Çocuğun anne rahminde gelişimi sırasında meydana gelen omurga anormalliklerine bağlı olarak ortaya çıkar. Doğuştan başladığı için genellikle ilerleme özelliği olur. Erken dönemlerde ortaya çıkan konjenitalskolyozun tedavi süreci küçük yaşlarda cerrahi müdahale ihtiyacı doğurabilir.
Skolyozun Tedavisi
Hastada oluşan skolyoza, skolyoza neden olan hastalığa göre tedavi süreci kişiden kişiye farklılık gösterir. Skolyoz tanısının konulduğu yaş, skolyozun derecesi ve konumu, skolyozu oluşturan sebepler göz önüne alınarak uygun tedavi yöntemleri uygulanır.
Skolyoz tedavisinde izlenen yöntemleri genel olarak üç başlıkta değerlendirmek mümkündür.
İzlem: 20-25 dereceden küçük eğriliklerle seyreden skolyoz vakalarında öncelikle takip edilen yöntemdir. Belli aralıklar hasta takip edilir. Hasta izlem süresince uzman hekimler tarafından önerilen fiziksel faaliyetleri gerçekleştirmelidir.
Korse: Eğriliği 20-40 derece arasında olan ve artma potansiyeli görülen hastalarda etkili bir yöntemdir. Günde 20 saatin üzerinde korse kullanımı halinde etkin sonuç alınabilir. Düzenli korse kullanımı cerrahi tedavi ihtimalini azaltmaktadır.
Cerrahi Tedavi: 40-45 derece üzerinde eğrilikler görünen skolyoz vakalarında tercih edilen yöntem cerrahi müdahaledir. Hasta akciğer gelişimini tamamladıysa, skolyoz dondurma (sabitleme) ve düzeltme ameliyatları yapılır. Cerrahi tedavide, sırt ve bele uygulanan implantlar ile (çubuk ya da vida) skolyozun düzeltilmesi amaçlanır. Günümüzde oldukça başarılı sonuçların alınabildiği ideal yöntemdir.
KİFOZ (Kamburluk) NEDİR?
Kifoz, omurganın öne doğru eğilmesiyle oluşan ortopedik rahatsızlıktır. Vücuda arkadan bakıldığında omurga normal ve düzdür. Yandan bakıldığında ise omurgada eğrilikler göze çarpar. Üst göğüs bölgesinde kifoz (kamburluk), varken alt omurga bölgesinde içe doğru bir eğrilik söz konusudur. Kamburluk fark edilmeyecek kadar küçük bir eğrilik olabileceği gibi, kronik ağrı, his ve güç kaybı veya ileri derecede şekil bozukluğu ile de karşımıza çıkabilir.
Kifoz en fazla sırt bölgesinde görülür. Bu bölgede normal kifoz açısının üst limiti 45-50 derecedir ve bu derece aşıldığında hastalık düzeyinde kifozdan söz edilebilir.
Ağır kifoz vakaları akciğerleri, sinirleri ve diğer dokular ile organları etkileyerek, ağrıya ve başka sorunlara yol açar. Kifoz tedavisi, kıvrıklığın nedenine ve etkilerine göre değişiklik gösterir.
Kifoz Belirtileri Nelerdir?
Başlıca belirti, sırta yandan bakıldığında eğrilik (kamburluk) olmasıdır.
Kifozun diğer belirtileri:
- Orta seviyeli sırt ağrıları
- Omurgada tutukluk ve acıma
- Yorgunluk.
Kifozda Tanı Nasıl Konur?
Röntgen filmlerinde belirlenen kamburluğa ek olarak şiddetli ağrı, sinir basısına bağlı güçsüzlük, idrar ve gayta problemleri bulunuyorsa, MR veya BT gibi ek tanı yöntemlerine başvurulabilir.
Kifoz Tipleri
Konjenital (Doğuştan) Kifoz
Omurgaların ilk oluşumu esnasında anne karnında meydana gelir. Ağırlıklı olarak boyun omurlarının gereğinden fazla büyümesinden oluşan türü karşımıza çıkar. Bu kifoz türü özellikle sinirsel problemlere neden olabilmektedir ve bu sinirsel problemleri gidermek için erken cerrahi operasyon tavsiye edilir. Erken yaşlarda yapılan cerrahi müdahaleler kişinin yaşamını olumlu yönde değiştirir ve sinirsel problemlerin ilerlemesinin de önüne geçer. Yenidoğan bebeklerde omurganın sağlıklı olup olmadığı bu nedenle kesinlikle kontrol edilmeli, bir farklılık görüldüğünde hekime başvurulmalıdır.
Postüral Kifoz
Yetişkinlik dönemlerinde görünür hale gelen postüralkifoz yavaş ilerler. Kambur durmak ve kötü beden duruşu, omurgadaki kirişlerin esnemesine ve omurgadaki kemiklerin anormal bir biçim almasına yol açabilir. Postüralkifoza omurganın alt kısmında aşırı derecede içbükey bir eğri eşlik eder. Kız çocuklarında daha çok görülür. Belirli bir yaşa kadar tedavi edilmez ise kalıcı bir hal alabilir.
Scheuermann Kifoz
Kemiklerin büyüdüğü 10 ila 15 yaşları arasında ortaya çıkar.
Ayakta çekilmiş filmlerde 55 derecenin üzerinde olan ve çoğu zaman altta yatan bir kemik veya yumuşak doku patolojisine bağlı meydana gelen kamburluktur.
En sık görülen eğrilik sırt bölgesindedir. Ayrıca eğrilik sırt ile bel bölgesinin bileşkesinde de belirgin olabilir. Hastalarda sırt ve bel ağrısı da birlikte görülebilir.
Bazı hastalarda kifoza hafif bir skolyoz da (omurganın yana eğriliği) eşlik edebilir. Scheuermannkifozunun nedeni bilinmemektedir.
Scheuermann kifozu omurları deforme ederek, röntgen filmlerinde dikdörtgen yerine kama şeklinde görünmelerine neden olabilir. Durumdan etkilenen omurlarda, Schmorl düğümleri olarak bilinen başka bir bulgu da yer alabilir. Bu düğümler, omurlar arasındaki yastığın (disk), omurun altı ve üzerindeki kemik aracılığı ile baskı yapması sonucunda meydana gelir. Tedavi edilmezse kamburluğun artması ve tehlikeli boyutlara ulaşması ile sonuçlanabilir.
Scheuermann Kifoz Tedavisi
Korse tedavisi Schuermannkifozu için uygun olabilir. Korseler, aktif iskelet büyümesi sırasında eğriliğin artmasını önlemek için karşı destek görevini üstlenir. Korse tedavisi omurgayı tamamen düzeltmez; Fakat kifozun tespit edildiği derecede kalıp daha fazla ilerlemesinin ve cerrahi sınıra erişmesinin önüne geçebilir.
Scheuermann Kifoz’da Cerrahi Tedavi Ne Zaman Gereklidir?
75 derece üzeri eğrilikler kesin olarak cerrahi operasyon gerektirir. Bu deformite için günümüzde en çok kullanılan teknik, skolyozda olduğu gibi posteriorenstrümentasyon ve füzyondur.
Aşırı derecedeki eğriliklerde “osteotomi” diye tanımladığımız omurga kemiğinden parça çıkartılarak yapılan düzeltmeler eklenebilir. Ertesi gün ayağa kalkan hastalar 5-7 gün içinde taburcu edilirler. Taburcu olduktan sonra kısa bir süre korse tedavisi uygulanabilir. Çocuklar yaklaşık 3 hafta içinde okullarına dönebilirler. Üç ay sonra ise yürüyüş ve yüzme gibi egzersizler yapılabilir. 6 ay sonra bisiklete binilebilir ve birinci yıl sonunda kişi tamamen normal yaşantısına dönebilir.
Travmatik Kifoz
Yaşanan travmalar veya uzun süre eğik durma sebebiyle gelişir. Bazı meslek gruplarında ön plana çıkar. İlerleyen yaşa bağlı olarak meydana gelen kifoz da bu sınıflandırmaya girer.
Travmatik Kifoz’un Nedenleri Nelerdir?
Yaşa bağlı olarak kemik erimesi ile veya omurlarda kifoz ile sonuçlanan sıkışmaya bağlı kırıkların oluşması ile bağlantılı olabilir.
Omurganın kıvrılmasıyla kifoz ya da skolyoza neden olabilecek etkenler:
- Spinabifi’da, omurganın bir kısmının tamamen oluşmadığı bir doğum kusurudur. Omurga ve omurilikteki kemiklerde problemler yaratır.
- Bağ dokusu bozuklukları
- Omurga civarındaki tümörler, omurga kemiklerinin üzerine binerek omurgayı zorlar.
- Ankilozanspondilit, omurga ve çevresindeki eklemleri etkileyen iltihaplı bir artrittir.
- Omurgada dejeneratifartrit, omurgadaki kemiklerin ve disklerin durumunun kötüleşmesine yol açabilir.
- Felç, omurgadaki kemiklerin katılaşmasına neden olabilir.
- Tüberküloz ve omurgadaki diğer enfeksiyonlar eklemlerin tahrip edebilir.
BELDE OMURİLİK KANALI DARALMASI
Omurganın vücudu dik tutması dışında diğer görevi de omurların ortasında bulunan ve “omurilik kanalı” veya “spinal kanal” olarak adlandırılan içinden omuriliğin geçtiği kanalı da korumasıdır. Omurga içinden geçen omuriliği sarar ve korur. Bazı sebeplerden dolayı omuriliğin içinden geçtiği omurilik kanalının daralması sonucunda bacaklara giden sinirlerin sıkışması omurilik kanal daralması rahatsızlığını ortaya çıkarır.
Lomber Dar Kanal (SpinalStenoz)
Omurların arasında, hareket etmeyi sağlayan ve gelen yükü emerek düzgün bir şekilde dağıtan diskler bulunur. Omurgada, omurları birbirine bağlayan eklemler ve ligamanlar da bulunur.
Yaşlandıkça 50’li yaşlardan sonra diskler elastikliğini kaybeder, ligamanlar ve eklemler kalınlaşır, kemik yapılar daha kaba hale gelir. Bu dejenerasyon (bozulma) süreci omurilik kanalının daralmasına ve içinden geçen omurilik ve sinirlerin baskı altında kalıp normal görevini yapamamasına neden olur.
Artrit (kıkırdak dokunun yok olması) sebebiyle omurgadaki faset eklemlerinin kemik ve bağları kalınlaşır spinal kanala baskı yapar. Bu değişiklikler lomberspinal kanalın daralmasına sebep olur ve bu duruma lomber dar kanal (spinalstenoz) denir.
Bel kanalı en sık L3-L4 seviyelerini tutar. Bazen tek bir seviyede ama genellikle birden çok seviyede ortaya çıkar. Erkeklerde görüleme oranı kadınlardan biraz fazladır.
Dar Kanalın (SpinalStenoz)Bulguları Nelerdir?
Pek çok kişide MR ile gösterilmiş belirgin darlık olmasına rağmen şikayet olmayabilir.
- Hastaların en tipik şikayetleri yürüme mesafesinde kısalmadır.
- Uzun süre oturma veya ayakta kalmayla şikayetler kötüleşir.
- Belli bir mesafe yürüdükten sonra bacaklarda kuvvetsizlik, his değişikliği, uyuşma-karıncalanma, adım atamayacak kadar yorgun hissetme.
- Öne eğilmek ya da oturmak spinal kanal çapını artıracağından ağrı şikayetinin azalmasını veya tamamen kaybolmasını sağlayabilir.
- Mevcut şikayetler gelip gidebilir ve zaman içinde değişen şiddetlerde olabilir.
- Nadir bulgular arasında barsak ve mesane kontrolü (idrar-gayta kaçırma) ile ilgili sorunlarla da karşılaşılabilir.
Lomber Dar Kanal-SpinalStenoz Tanısı Nasıl Konur?
- MRkullanılarak son derece detaylı olarak spinal kanaldaki darlık ve omuriliğin sıkışması gösterilebilir. Bilgisayarlı tomografi (BT) veya lombermiyelogram da aynı şekilde detaylı görüntüler elde etmek için kullanılabilir.
- Röntgen filmleri çekilerek daralmış disk aralıkları ya da kalınlaşmış faset eklemleri gösterilebilir.
Lomber Dar Kanalda Tedavi Seçenekleri
Ameliyatsız tedaviler:
Tanı konulduktan sonra öncelik ameliyatsız tedavilerdir.
İlaç tedavileri: Hastalığa eşlik eden inflamasyonu azaltan anti-inflamatuar ilaçlar (ağızdan veya enjeksiyon) veya ağrı kesiciler (analjezikler) verilir.
Fizik Tedavi: Esneklik, kuvvet ve kondisyon için fizik tedavi önerilebilir.
Spinal enjeksiyonlar: Epidural kortizon enjeksiyonları önerilebilir.
Lomber Dar Kanalın Cerrahi Olmayan Tedavisi
Dar kanal şikayeti olan insanlar ağrı ve kondisyonsuzluk nedeniyle çoğu zaman fiziksel aktivitelerden kaçınırlar. Bedensel hareketlerin azalması nedeniyle zamanla esneklik, kuvvet ve kondisyonda azalmaya neden olur.
Lumbar dar kanalın cerrahi olmayan tedavisinin amacı ağrıyı azaltmak ve hastanın işlevselliğini artırmaktır.
Bu amaçla fizik tedavi programları uygulanır. Kasları tekrar esnek hale getirmek, esnekliği korumak ve kuvvet, kondisyonu yeniden kazanmak hedeflenir. Bu sayede günlük aktivitelerin yerine getirilmesi kolaylaşır.
Sportoteam’de fizyoterapi alanında kişiye uygun düzenlenen programlar, 3 ay veya daha uzun sürebilen, hem evde hem de fizyoterapi alanında bütünlükle devam eden, düzenli takip ve gözlemle en etkin şekilde lumbar dar kanaldan kaynaklanan ağrı ve işlev kayıplarının önüne geçmeyi amaçlar.
Cerrahi olmayan tedaviler dar olan kanal genişletmez. Spinal kanaldaki daralmaları düzeltmez.
Uygun bir program ile cerrahiye gerek kalmadan uzun süreli ağrı kontrolü ve artmış işlevsellik sağlanabilir.
Dar Kanal İçin Cerrahi Tedavi Hangi Durumlarda Önerilir?
- Cerrahi olmayan yöntemlerle ağrısı dindirilemeyen ve fonksiyonel kapasitesi, yürüme mesafesi ciddi kısıtlanan hastalar için cerrahi tedaviler önerilir.
- Bacaklarda belirgin kuvvetsizlik varsa, durum gittikçe kötüleşiyorsa veya barsak ve mesane kontrol problemleri gelişmişse cerrahi önerilir.
- Yürüme mesafesi iyice kısalmış, yaşam kalitesi düşmüş hastalarda cerrahi tedavi iyi bir seçenek olabilir.
Lumbar Dar Kanalda Ameliyat Nasıl Yapılır?
Cerrahide amaç daralan kemik kanalda sinirlere yeterli yer sağlanmasıdır. Bu yöntemedekompresyon cerrahisi ya da laminektomi de denir.
Dekompresyon cerrahisi tek başına yapıldığında bel ağrısından ziyade bacak ağrısını gidermekte daha etkilidir.
Dar kanal vakalarında omurlar birbiri üstünden kaymış (spondilolistezis) olabilir. Bazı durumlarda ise belde skolyoz (yana eğrilik) gelişmiş olabilir. Bu gibi vakalarda dekompresyon cerrahisine ek olarak ilgili omurların tespiti için spinal füzyon cerrahiside yapılır. Füzyon birbirine tespit edilecek omurların arasına kemik parçaları, kemik benzeri maddeler ve/veya metal aletler (enstrumantasyon) yerleştirilerek yapılır.
Lumbar Dar Kanal Cerrahisi Sonrası
Hastalar normal günlük aktivitelerine haftalar içinde kademeli olarak izin dönebilir. Normal aktivitelere dönüşte yardımcı olması için ameliyat sonrası rehabilitasyon çok faydalıdır.
Hastaların çoğunda ameliyattan sonra ağrılar azalır. Ameliyattan 6 – 9 ay sonra tüm aktivitelerinde belirgin düzelme ve artış gözlemlenir.
Sportoteam, ameliyatsız tedaviler kadar ameliyat sonrası rehabilitasyon süreçlerinde de fizyoterapi programları ile hastaların iyileşmesine destek olur.
OMURGA TRAVMALARI
Trafik kazaları, yüksekten düşme gibi nedenlerle, omurga kırıkları, ayrışma ve kopmaları oluşabilir.Omurganın sağlamlığının ve hareket yeteneğinin bozulması (spinalinstabilite) gerçekleşebilir.
Bunun yanında omurgayı oluşturan yapılar arasında yer alan eklem grubu (faset eklemi) üzerini kapatan kıkırdak, zaman içerisinde özelliğini kaybederek omurga travmalarına yol açabilir.
FASET SENDROMU
Omurgamız, önlem almadığımız, postüre dikkat etmediğimiz, uzun süreli veya mesleki nedenlerle duruş bozuklukları nedeniyle boyun, sırt ve bel ağrılarına neden olabilir. Bu gibi süregelen durumlardaomurga hareketini veren eklemlerde faset sendromu ortaya çıkar.
Faset eklemi, hem omuriliğin içinde yer aldığı kanala, hem de omurilikten bacaklara ve kollara doğru giden sinirlerin çıktığı kanala oldukça yakındır. Bu nedenle bu bozulmalar söz konusu kanalların bozulmasına sebebiyet verir.
Ana kanalda bir daralma söz konusu ise daha ağır durumlar ortaya çıkabilir. Ağır sporlar ve bu sebeple meydana gelen küçük travmaların birikimi, bel fıtığı ve disk problemlerinin ortaya çıktığı faset sendromuna neden olabilir. Bel fıtığı nasıl belden çıkıp sinirlerin geçtiği kanalları daraltıyorsa, aynı şekilde faset sendromu da ileriki yaşlarda kanallara yakınlığından dolayı fıtık gibi o kanalı daraltarak, şikayetleri de beraberinde getirebilir.
OMURGA YARALANMALARI, KIRIKLARI
Omurga yaralanmaları hafif bir yumuşak doku travmasından omurga kırığı ve omurilik yaralanmasına kadar çeşitli şiddette olabilir. Omurga kırık ve çıkıkları omurilik yaralanmasına ve neticesinde de felce yol açabilir. Tedavi de vakanın şiddetine göre farklılık göstermektedir.
Omurga Kırıkları
Kırıklar: Üzerine dayanabileceğinden fazla yük binen kemikler kırılır. En sık görülen tipi kırık omurun ön kısmının çöktüğü ve ‘çökme kırıkları’ adı verilen durumdur. Omurga üzerine binen yük daha da şiddetli ise o zaman omurun orta ve arka kısmı da kırılabilir ve kırık parçaları omurilik kanalına doğru yer değiştirip omuriliği zedeleyebilir. Bu tip kırıklara da “patlama kırığı” adı verilir.
Çıkıklar ve Kırıklı Çıkıklar: Omurga üzerine binen yükler daha da artarsa kemikte kırıkla birlikte omurları birbirine bağlayan ve bir arada tutan yumuşak dokular, disk ve bağlarda, eklemlerde yaralanma meydana gelebilir. İki omurun birbiri ile bağlantısı kopar ve omurga çıkığı oluşur.
Omurga çıkığı nadiren sadece yumuşak dokuların yaralanması ile oluşan sırf çıkık olarak görülürken, sıklıkla omur kırığı ile birlikte kırıklı-çıkık olarak da karşımıza çıkabilir. Bu iki tip yaralanmayla birlikte gelişen omurilik yaralanması en tehlikeli yaralanma şeklidir.
Aynı zamanda kırıklı çıkıkların iyileşmesi sadece kırıklara göre çok daha zordur. Çıkık veya kırıklı çıkıklar çoğunlukla cerrahi operasyonla giderilebilir.
Bulgular: Sırt, boyun, bel ağrısı ve kas spazmı başlıca bulgulardır. Omurilik yaralanması da var ise uyuşukluk, kol ve/veya bacaklarda hissizlik, kuvvet kaybı, idrar, büyük abdest kaçırma, yapamama gibi durumlarda söz konusu olabilir.
Omurga Yaralanmalarında Tanı
- Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG)
- Bilgisayarlı Tomografi
- Radyografi
Hangi Tedaviler Uygulanabilir?
- Korse veya alçı tedavisi
- Enstrümentasyon ve füzyon
- Vertebroplasti&Kifoplasti
OMURGA STRES KIRIĞI (Spondilolizis)
Yetişkinlerin yaklaşık olarak % 5’inde bel bölgesinin en altındaki omurların, üst ve alt eklemlerini birleştiren kemik kısmında gelişimsel bir kırık olabilir.
Bu kırık omurun bir veya iki kenarında birden görülebilir. Genellikle çok hareketli olan bel bölgesinin alt omurlarındaki aşırı yüklenmeye bağlı oluşan “stres kırıklarıdır.” Bu kırıklara spondilolizis denir. Bu bölgenin çok hareketli olması nedeniyle de bu kırıklar çoğu zaman iyileşmeyebilir. Ancak bu kırıklar genelde adolesan çağda ağrıya yol açarken, erişkin çağda ciddi rahatsızlık yaratmayabilir.
OMURGA KAYMASI (Spondilolistezis)
Bazı kişilerde stres kırığı (spondilolizis) sebebiyle üstteki omurlar alttaki omurgaya göre öne doğru kayabilirler. Bu duruma spondilolistezis (bel kayması) denir. Spondilolistezis, kayma miktarına bağlı olarak daha ciddi sorunlara neden olabilir. Bu tip kırık nedeniyle olan bel kaymalarına tıp dilinde istmikspondilolistezis denir. Genellikle L5 omurun S1 omur üzerinde kayması şeklinde karşımıza çıkar. Bel ağrısından dolayı doktora başvuran hastaların %5 ile 10 ‘unda bel kayması olduğu belirlenmiştir.
Bel kaymasının diğer bir tipi de omurga ve çevresi bağ dokularında yaşlanma sonucu meydana gelen yıpranmayla oluşan bel kaymalarıdır. Bu sorun, tıp dilinde “dejeneratifspondilolistezis” diye adlandırılır.
Spondilolistezis (Bel kayması) Belirtileri
Kayma oluştuktan seneler sonra bile belirti görülmeyebilir. Görülen belirtiler arasında bacaklarda hissizlik, bel ve kalça ağrısı, adele gerginliği, güçsüzlük, bel eğiminden artış ya da yürümede aksaklık sayılabilir. Bu belirtiler genelde ayakta durma ve diğer aktivitelerle birlikte fazlalaşır.
Spondilolistezis (Bel kayması) Tedavisi
Önce cerrahi olmayan tedaviler denenir.İstirahat, ağrı kesici ve anti-enflamatuar ilaçlar, geçici korse kullanımı ve fizik tedavi yöntemlerinden biri veya birkaçı uygulanan bir tedavi programı oluştururlur.
Şikâyetleri cerrahi olmayan tedavi yöntemleri ile geçmeyen hastalara, cerrahi tedavi seçeneği değerlendirilir. Ağrı; sıkışmış sinirden, sabit olmayan çatlak omurun hareket etmesinden veya yakınlarda bulunan etkilenmiş diskten dolayı meydana gelebilir. Kayma sonucu sinir baskı altında kalmış ise bu sinire yeni bir tünel açmak veya boş alanı oluşturmak için cerrahi müdahale gerekmektedir.
Sinirin üzerindeki baskıyı kaldırmak için çubuk sistemi ve vida ile sabitleme işlemi veya füzyon (kemiklerin kaynatılması) yöntemleri kullanılabilir.
Cerrahi müdahale sonrası günlük yaşama dönebilmek için tam bir rehabilitasyon programı uygulanması çok önemlidir.
Sportoteam, omurga rahatsızlıklarının cerrahi olmayan ve cerrahi tedavilerini bir bütün olarak planlayarak hastaya en etkin şekilde uygulamak üzere, uzman hekimler ve fizyoterapi ekibiyle birlikte multidisiplinerçalışır. Ameliyat öncesi ve sonrasında fizik tedavi ve rehabilitasyona yönelik programları hayata geçirir.
BEL FITIĞI (Lumbal Disk Hernisi)
Omurganın bel kısmı beş adet omur ve diskten meydana gelir. Omurlar bir disk ve faset eklemi denilen iki küçük eklem ile birbirlerine bağlanırlar. Bir omuru diğerine yapıştıran disk, kuvvetli bağ dokusundan oluşmuştur ve omurlar arasında yastık ya da darbe emicisi görevi yaparlar.
Disk “annulusfibrozus” adı verilen dayanıklı bir örgü şeklindeki dış tabaka ve “nukleuspulpozus” adı verilen jöle kıvamında bir merkezden oluşur.
Yaşlandıkça diskin merkezi su içeriğini kaybetmeye başlar. Disk yastıklama görevini eskisi kadar iyi yapamaz hale gelir. Disk bozulmaya devam ettikçe dış tabakada yırtıklar meydana gelebilir. Buna disk rüptürü denir. Dıştaki tabakadaki bu yırtıktan sızan içteki jölemsi yapı fıtığı oluşturur. Bu duruma disk herniasyonu denir. Herninin yer değiştirerek geldiği bu alanda bacaklara giden sinirler ve omuriliğin kendisi veya lifleri yer alır.
Bazı durumlarda ise dıştaki örgü yırtılmaz ama içerisinde disk materyaliyle birlikte esneyerek arkaya doğru yer değiştirir ve kabarıklaşır. Buna bulging diyoruz. Bu kabarıklaşma yeteri kadar büyük ise, omurilik kanalını daraltabilir.
Omurlar omuriliği sararak hasar görmesini engeller. Bel fıtığı, omurları arasındaki kıkırdağın şiddetli zorlama (ağır kaldırma, uzun süre aynı pozisyonda kalma, zorlanmaya maruz kalma, düşme, fazla kilo ve çok doğum) sonucu yerinden kayması ve yırtılması ile omurilikten çıkan sinirlerisıkıştırması ile meydana gelir.
Disk herniasyonu çoğu kezlumbal omurganın en alttaki (L4-L5 ve L5-S1), belin hemen altındagörülür.
Bel Fıtığının Belirtileri
- Bel ağrısı
- Bacaklara vuran ağrılar
- Hareket kabiliyetinin kısıtlanması
- Yürümede ve oturmada güçlük
- İdrar tutamama
- İktidarsızlık
- Ayaklarda uyuşma
- Çabuk yorulma
- Denge kaybı
Bel Fıtığının (Lumbar Disk Hernisi) Tedavisi
Bel fıtığı tedavisinin etkili olması iyi bir ekip ve multidisipliner çalışma ile çok ilgilidir. Sportoteam, uzman cerrah, fizyoterapist, ağrı uzmanı, beslenme ve diyet uzmanı koordinasyonunda bel fıtığı tedavisini programlar ve uygular.
Bel fıtığının erken dönemlerinde cerrahi olmayan tedavi metotları uygulanır. Bunlara konservatif tedavi yöntemleri denir. İleri dönemlerde veya konservatif tedavilerin istenilen sonuçları almaması halinde cerrahi tedavi seçenekleri değerlendilir.
Bel Fıtığının (Disk Hernisi) Ameliyatsız Tedavisi
Ameliyatsız tedavinin temel hedefi, bel ağrısını ortadan kaldırmak ve sinir basısının neden olduğu tahrişi (inflamasyon) azaltmaktır. Hastanın genel durumunu düzelterek omurga korunur, omurga işlevselliği artırılır.
Bel fıtığının ameliyatsız tedavileri tek başına ya da çeşitli kombinasyonlar şeklinde uygulanabilir.
Bu tedavileri aşağıdaki başlıklardadır.
- İstirahat
- İlaç Tedavisi
- Fizik Tedavi ve Egzersiz
- Korse
- İğne Tedavisi
İstirahat Tedavisi
Gerektiğinden uzun süren yatak istirahatı eklem sertliği ve kas güçsüzlüğüne sebep olur. Bu nedenle genelde bel ağrısı için iki gün ve bel fıtığı için bir haftadan fazla istirahat tavsiye edilmez.
İlaç Tedavisi
Ağrı kesici ilaçlar:İyileştirici etkisi bulunmayan ilaçlardır.Bel ve bacak ağrısı aspirin veya asetaminofen gibi reçetesiz satılabilen ağrı kesicilere cevap verir. Şiddetli ve geçmeyen ağrılardahekiminiz kısa süreli narkotik analjezikler de reçete edebilir.
Kas gevşeticiler: Kas gevşeticiler hekimin gerekli gördüğü durumlarda tedavide kullanılır.
Anti-inflamatuar ilaçlar: Bu ilaçlar hem ‘iyileştirici’ hem de ağrı kesici etkinliğe sahiptir. En sık kullanılan grup non-steroidal anti-inflamatuar (NSAID’ler) ilaçlardır.Antienflamatuarlar disk herniasyonu sonucu oluşan ve ağrının asıl kaynağı olan tahriş ve inflamasyonun kontrolü için etkilidir.
Kortikosteroid (kortizon) ilaçlar (tablet veya iğne şeklinde) bazen çok şiddetli bel ve bacak ağrısı için kuvvetli anti-inflamatuar etkileri sebebi ile reçete edilirler. Reçeteli veya reçetesiz satılan ağrı kesici ve NSAID’lerin uzun süreli kullanımının doğurabileceği sorunlar nedeniyle hekim tarafından takip gerektirir.
Fizik Tedavi
Fizik tedavi, bel fıtığı vakalarında iyi sonuç alınabilen ameliyatsız tedavi yöntemidir.
Başlangıçta, ultrasonik ısıtma tedavisi, elektrik uyarımı, sıcak ve soğuk uygulama ve manuel masajla ağrının, kas spazmının, inflamasyonun azaltılması yoluna gidilebilir. Böylece egzersiz programına başlamak ve uygulamak kolaylaşır.
Fizyoterapist eşliğinde yapılan traksiyon (çekme ve germe) bazı hastalarda ağrının hafiflemesini sağlayabilir. Traksiyon yöntemi ehliyetsiz kişilerce yapılırsa kalıcı zararlar verebilir.
Egzersiz:Egzersiz bel ve bacak ağrılarını gidermede etkili bir yöntemdir.Bel fıtığının tedavi planlamasında egzersizlere en kısa sürede başlanması faydalıdır.
Korse
Tedavi başlangıcında ağrıyı azaltmak için bel korsesikullanılabilir. Korselherniye diskin iyileşmesini sağlamaz.
İğne Tedavisi
Tedavide, epidural enjeksiyonlar şiddetli bacak ağrılarını rahatlatmak için kullanılır. Epidural boşluğa (spinal sinirler etrafındaki boşluk) konusunda eğitimli hekimler tarafından yapılan kortikosteroid enjeksiyonlarıdır. Enjeksiyonlar genelde multidisipliner bir tedavi programı dahilinde yapılır.
Bel Fıtığı (Lumbal Disk Hernisi) Ameliyatı
Bel fıtığı cerrahisinin amacı, bel bacak ağrısına ve bacakta güçsüzlüğe neden olan fıtıklaşmış diskin sinire baskısını ortadan kaldırmaktır. Bu ameliyatlarda en sık kullanılan yöntem diskektomi ya da kısmi diskektomidir. Bu yöntem fıtıklaşmış diskin bir kısmının çıkarılmasıdır.
Diskin tam olarak görülebilmesi için diskin arkasındaki lamina denilen kemik oluşumun küçük bir kısmının çıkarılması gerekebilir. Kemik çıkarılması mümkün olan en az düzeyde tutulursa buna hemilaminotomi, daha yaygın şekilde yapılırsa hemilominektomi denir. Sinire bası yapan disk parçasının çıkarılmasıyla sinirdeki tahriş kısa zamanda iyileşir. Bu işlem yaygın olarak bir endoskop ya da mikroskop kullanılarak küçük cerrahi kesiler ile yapılabilir.
Diskektomi lokal, spinal veya genel anestezi altında yapılabilir. Fıtıklaşmış diskin üzerinden cilde küçük bir kesi yapılır. Daha sonra omurga üzerindeki kaslar kemikten ayrılarak kenara çekilir. Cerrahın sıkışan siniri görebilmesi için küçük bir miktar kemik çıkarılabilir.
Fıtıklaşmış disk ve diğer kopmuş parçalar sinirin üzerinde hiçbir baskı kalmayacak şekilde çıkarılır. Sinirin herhangi bir baskıya maruz kalmayacağından emin olmak için mevcut olabilen kemik çıkıntılar (osteofitler) de çıkarılır. Bu işlemde genelde çok az miktarda kanama ile karşılaşılır.
KONUM